An old poem
dying to life
heart slows its beat
blood rushes to head
at every grasp of the loss
asleep, awake,
or in a dream state
ears deafen to sounds
eyes, blind to colors
voice trembles by steady tears
food serves to deaden the thirst
elation departs
eternal craving remains behind
and keeps on and on and . . .
death comes
oh, yes! It comes
but not to kill . . .
it condemns to life
the undying void inside
Kalp atışını yavaşlatıyor.
Kan başa akın ediyor
Ölümcül kaybı her algıladığında,
Uykuda, ayıkken
Ya da rüya altında.
Kulaklar sese sağır kalıyor,
Gözler, renklere kör,
Dinmeyen gözyaşları ile ses titremede.
Lokmalar susuzluğu katlediyor.
Sevinç veda ediyor.
Geride kalıyor biteviye bir özlem
Ve yaşamakta direniyor.
Ölüm geliyor.
Evet, geliyor.
Ama öldürmeye değil . . .
Ruhta bir türlü ölemeyen
İç boşluğunu
Hayata mahkum ediyor.
Türkçeye Çeviri © hülya n. yılmaz (6 Ekim, 2024